
“Taban Kayıyor”
“FETÖ İle İş Birliği Yapan Da Sizdiniz
Apo ile İş birliği Yapan Da Sizdiniz”
“Telekom’un 2 Arsasını Belediye Olarak Aldım Kamu Hizmetine Sundum”
Cumhuriyet Halk Partisi Belediye Başkan Adayı ve mevcut Belediye Başkanı Ülgür
Gökhan, Beldemiz Kahvesi’nde vatandaşla buluştu.
Gökhan, Belediye Meclis Üyesi adayları tanıtımını tek tek yaptıktan sonra
gündeme ve seçime dair konuşma yaptı.
Başkan’ın Beldemiz Kahvesi’nde yaptığı
konuşmalardan notlar:
“Tehdit Ediliyoruz, Taban Kayıyor”
“Her sene mahallenize gelip sizlerle dertleşiriz. İyi parti ile bir ittifakımız
var. Bize zillet ittifakı diyenleri şiddetle kınıyorum. Çanakkale için
özellikle söylüyorum bu bir barış ittifakıdır, kardeşlik ittifakıdır. Birlik ve
beraberliği ifade eder. Bunun tersini söyleyenler, kendi işlerine baksınlar ve durumlarını
gözden geçirsinler. Çok enteresan işler oluyor. Televizyonda her kanalda Cumhur
İttifakı’nın adayları konuşuyor. ‘Yandaş medyadır’ dedik onu da kabul ettik.
TRT de aynısını yapıyor. TRT böyle bir şey yapabilir mi? Yapamaz. TRT’nin kaynağını
hepimiz ödüyoruz. Siyasi partilerin görüşlerini eşit olmasa bile adil bir
biçimde vermesi gerekiyor. Burada adaletsizliği görüyorsunuz.
Hadi adaletsizliği yaptın. Peki neden bizi yerden yere vurmaya çalışıyorsun
kötü bir şekilde. Tehdit ediliyoruz. Başkanlarımız tehdit ediliyor. Hepimiz
tehdit ediliyoruz. ‘Seçimden sonra görürsünüz, soracağız’. Neyi soracaksınız? 1
hafta var. İstediğini sor, elinden tutan mı var? Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın
Akşener, Sayın Karamollaoğlu orada. Artık sormadan geçtiler. Yalvarmaya
başladılar. ‘Lütfen oy verin, yalvarıyorum oy verin’ noktasına gelindi.
İzlemişsindir. Kendi tabanlarını tutmaya çalışıyorlar. Taban kayıyor. İktidar
olmuşlardı ama çoğunluğu mecliste alamamışlardı.”
“Türkiye’de Hukuk Devleti Sona Ermiştir”
“Neden kötüye gidiyor? Geçen hafta Barbaros Mahallesi’nde seçim propagandasına
başladığımızda dolar 5.43’tü. Bir sonraki buluşmamızda dün akşam 5.77’ydi.
Artarak gidiyor. ‘Dolarla işim yok’ demeyin. Enerji kaynaklarınız, petrol her
şey dolarla. 500 milyar dolar borcun var hemşerim. Bunu silmezler, çatır çatır
ödetirler, ödeyeceğiz. Onun için ‘Dolardan bana ne’ diyemezsiniz. Ne oldu bu dolara? Hukuk devleti Türkiye’de
sona ermiştir. Adalet, savcı hepsi var ama hukuk devleti kavramı kalmamıştır.
Adalete güven kalmamıştır. Adalete güven yerlerde sürünmektedir. Bu durumda
nasıl olacak da bize yabancı sermaye gelip yatırım yapacak? Nasıl olacak da biz
üreteceğiz? Nasıl işsizlik düşecek? İnsanlar çocuklarının işsizliğinden perişan
oluyorlar. İş yerleri kapanıyor. O da yetmemiş gibi enflasyon almış başını
gitmiş.”
“Çanakkaleli İlgilidir, Bilgilidir”
“Geçen hafta Cuma pazarında 2 tek domates alıp tarttıranı gördüm. Bunu da
gördüm. Hepiniz pazara gidiyorsunuz. Böyle bir atmosferde yerel seçime
gidiyorlar. Bütün bunlar olurken varsa yoksa Kılıçdaroğlu, Akşener,
Karamollaoğlu. Çanakkaleli hemşerilerim siz uyanık insanlarsınız. Defalarca her
seçimde sizlerle konuştuk. Sizler bize güvendiniz, hep kazandık. Çanakkale
insanı; ilgilidir, bilgilidir.”
“Yolun Sonuna Geldi Bunlar. Yolcudur
Abbas Bağlasan Durmaz”
“Yolun sonuna geldi bunlar. Yolcudur Abbas bağlasan durmaz. Seçimden sonra
gidiyorlar.
Aileler çocuklarına harçlık veremiyor. Çocuklar intihar ediyor. Boşanmalar
artıyor. Toplum düzeni bozuluyor. Bir ailenin düzeni bozulduğunda ve bu
çoğaldığında toplumun da düzeni bozulur. Toplumun moral, motivasyonu düşer.
Çevrenizde devamlı dertlenen, alışveriş yapamayan, çocuğuna harçlık veremeyen
insanlar. Bunu engellemenin yegane şartı oylarınızı bu iktidara vermemekten
geçer. Bir ders falan değil. Ders vermeyeceğiz. Temelli gitmelerini
sağlayacağız. Bu sürdürülemez.”
“Atatürk Dediğin Zaman Tüyleri Diken Diken Oluyor”
“Her zaman kullanılmaya hazır bir iktidara bu ülkenin tahammülü yoktur. Atatürk
zamanında nasıl borçlarımızı ödediysek biz yine üretir yine borçlarımızı
öderiz. Tasarruf edip yine öderiz. Yeter ki biz o günlerin anlayışına geri
dönelim. Atatürk dediğin zaman tüyleri diken diken oluyor. Bazen Mustafa
Kemal’i kullanıyorlar ama biz Mustafa Kemal Atatürk’ diyoruz.”
“FETÖ İle İş Birliği Yapan Da Sizdiniz,
Apo İle İş Birliği Yapan Da Sizdiniz”
“Sayın Jülide İskenderoğlu hanımefendi, vekilimiz; kendisi kibar bir insandır
aslında. Lapseki’deki konuşmasında; muhtemelen İyi Parti’nin adayından
bahsederek (Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi’nin orada adayı yok) ‘AKP kazanmaz
diğer partinin adayı kazanırsa HDP’liler Apo bayrağı ile mi çıkacaklar?’.
HDP’liler Apo bayrağı ile çıkmaz, buna kimse müsaade etmez de sizin bazı
fotoğraflar var sosyal medyada dolaşıyor. Barzani’yle yan yana, Şivan
Perver’lerle. Bunları unuttuk zannetmeyin. O bayrağı Başbakan’ın arkasına
diktiniz, poz verdiniz. Apo’yla selamlaşan, methiye düzen Cumhuriyet Halk
Parti’li kimseyi ben hatırlamıyorum. Biz sayın mayın demedik. Siz dediniz.
Dolmabahçe’de yan yana pozlarınız var. Ne oldu siz bir anda kahraman,
milliyetçi kesildiniz de bize laf ediyorsunuz, özdeşleştiriyorsunuz. FETÖ ile
iş birliği yapan da sizdiniz, Apo ile iş birliği yapan da sizdiniz.
Burada kimse Apo bayrağı ile çıkmaz, en ala Türk bayrağı ve Atatürk resmiyle
çıkar.”
“Üzüntüyle İzledim. Hiçbir Engellimizin
Zararı Yoktur”
“Engelliler Korosu’nu, spastik engelliler okulumuzu, özel sınıflar desteğimiz,
yeni projelerimizi biliyorsunuz. Okul bitiyor aileler engelli bireylerle baş
başa kalıyor. Çocuklara mesleki eğitim vererek birey olarak var olmalarını
sağlamamız lazım. Bir kentte yaşıyorsak engellilerle beraber aynı şartlarda
yaşamak zorundayız ve mücadele ediyoruz. Geçen gün Sayın Emine Erdoğan bir
beyannamede bulunmuş. Üzüntüyle izledim. Şöyle diyor; ‘Keşke bütün engelliler,
down sendromlu olsa hiç kimseye bir zararları yok’. Yani diğerlerinin zararları
mı var? Bir lafı ederken çok dikkatli olmak lazım. Hiçbir engellimizin hiçbir
kimseye zararı yoktur. Asla bunu kabul etmiyorum. Ne kadar ağır engelli olursa
olsun hepsi insandır, varlıktır. Mutlaka bir şey yapabilir durumdadır.”
“Devletin İmkanlarını Asla Tehdit Unsuru
Olarak Kullanamazsın Sayın Bakan”
“Adalet ve Kalkınma Partisi’nin adayı şöyle bir sürece girdi. Bakanlar da gelip
söylüyor. ‘Adayımız seçilirse her şeyi yapalım. Sarıçay’ı yapalım, arıtma
tesisinizi yapalım’ deniyor. Reşat Tabak’tan itibaren Cumuriyet Halk Partisi
ile Çanakkale bu duruma bakanlar sayesinde mi geldi? Devletin imkanlarını asla
tehdit unsuru olarak kullanamazsın Sayın Bakan. O parada hepimizin hakkı var.
Senin bakanlığının yatırımlarında Çanakkale halkının hakkı var. Hangi parti
olursa olsun devlet ayırım yapmaz. Bunların devlet kavramları yok. Devlette hak
vardır, hukuk vardır. Bu durumu şiddetle kınıyorum. Çanakkale Belediyesi;
kaynaklarını israf etmeden, peşkeş çekmeden Atık Su Tesisi’ni de, köprülerini
de bütün yatırımlarını yaptı. Bütün yatırımları öz kaynaklarımızla yaptık.
İller Bankası var. Destek vermek zorundadır.”
“Katar Babanın Oğlu Mu?”
“Onların mevcutları yıkmakta üzerine yok. Son zamanlarda fabrika meselesi var.
Satmadın tamam, tapu devri yapmadın ama 25 yıllığına kiraya verdiler. Katar’a.
Sayın Cumhurbaşkanı ‘50 milyon dolar lazım’ dedi. Sayın Kılıçdaroğlu ne dedi:
‘1 hafta içinde bulmazsam namerdim’ dedi. Bir şey diyebildi mi? Demek ki
bulunabiliyormuş. Ne fabrikası? Silah fabrikası. 25 yıl. Bu yıllar içerisinde
hiçbir gelişme olmayacak mı? Ar-Ge çalışması yapılmayacak mı? Bunlar devlet
sırrı değil midir? Katar, babanın oğlu mu? Nasıl güveniyorsun sen ona? Ya Katar
başka birine bu bilgileri satarsa? Oranın dürüst işçileri ‘Biz bu vebalin
altına giremeyiz’ diye tayinlerini istedi. Bravo onlara, tebrik ediyorum. Bunun
bir örneği var bu ülkede Telekom. Kiraladılar. Arsalarını binalarını sattılar.
Ettikleri kiraların karlarını alıp götürdüler. Bankalara borçlandılar. Zarar
ettiklerini söyleyip borçlarını bıraktılar. Nasıl oluyor da böyle oluyor? Ey
devlet sen bunu takip etmedin mi? Çanakkale’de bunun bir örneği var. 2 arsayı
ben belediye olarak geldim satın aldım. Sizin paranızla aldım; Yüzme Havuzu,
Altın Yıllar Yaşam Merkezi yaptım. Kamuya, hizmetinize sundum.”
“Devlet, Kamu Böyle Yönetilir”
“Ağızlarından düşürmedikleri kamu hakkı, kul hakkı lafıgüzaf. Ben sizlerin haklarını
milim milim harcamışımdır. Ne kadar bütçeyi nereye harcadığımın hesabını
veriyorum. Devletin de bunu yapması lazımdır.
Her yılki denetimin sonuçlarını internette bulabilirsiniz. Her yıl
şeffaf bir biçimde belediye meclisinde okuruz. 5 kuruşluk kamu zararı
olmamıştır bugüne kadar. Devlet, kamu böyle yönetilir. Kamu hakkı kavramının
sonuna kadar takipçisiyiz. Biz seçilirsek yine aynı duyarlılığı
sağlayacağımızdan emin olabilirsiniz.”

